Vakfımız tarafından, Demokrat Gazetesi’nin arşivi Ankara’da düzenlenen etkinlik ve sergiyle erişime açıldı. Etkinlikte o dönem gazetenin farklı alanlarında çalışanların yanı sıra çok sayıda gazeteci ve okur bir araya geldi.
https://taksavarsiv.org adresinde açılan Arşiv etkinliğinde Aralık 1979-12 Eylül 1980 arasında 24 Ocak kararları, Çorum olayları, Fatsa nokta operasyonu gibi dönemin önemli olaylarının yer aldığı gazete manşetleri sergilendi.
TAKSAV Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz konuşmasında etkinliğin, BirGün’ün hikâyesinin anlatıldığı Bir Düş belgeselinin tamamlayıcısı niteliğinde olduğunu ifade etti. Koramaz, “Bu deneyim oldukça zengin bir miras bıraktı bize. Bu miras sadece BirGün’le sınırlı değil. TAKSAV da aslına bakılırsa Demokrat’ın günümüze ulaşan miraslarından birisi olarak görülebilir” ifadelerini kullandı. Koramaz, Demokrat’ın yanı sıra 1960’lı yıllardan itibaren devrimci-sosyalist hareketin şekillenmesinde önemli rolü olan pek çok yayının kamuoyuyla buluşturulacağını açıkladı.
TAKSAVArşiv çalışmalarının yürütücülüğünü yapan TAKSAV Yönetim Kurulu Üyesi Mutlu Arslan konuşmasında etkinliğin Demokrat’ın 45’inci yıl buluşması anlamını da taşıdığının altını çizdi. Arslan, Demokrat’ı okumayı anlamlı kılan nedenlerini şöyle anlattı:
“Darbeyle birlikte devlet söylemine dönüşen 12 Eylül öncesi dönemin ‘kardeş kavgasından’, ‘Sağ-Sol çatışmasından’ ibaret olduğu yönündeki egemen anlatıya karşı, ezilenlerden yana alternatif ve aşağıdan bir tarih okumasının mümkün olduğunu göstermesidir. Demokrat, o dönemde halkı hedef alan saldırıların kaynağını ve nedenlerini yazabildiği için değerlidir.
Demokrat, Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta yaşanan kitle katliamlarının, siyasi cinayetlerin ardındaki faşist şebekeleri gösterdiği için değerlidir. Bu ülkedeki insan hakkı ihlallerini, işkenceyi, adaletsizlikleri, yolsuzlukları korkmadan dile getirdiği için değerlidir.
Demokrat, o dönemde emekçilerin hak alma mücadelesinin ne boyutlara ulaştığını gösterdiği için, başka bir demokrasinin mümkün olduğunu müjdelediği için değerlidir. Bu değerli deneyimi paylaşabildiğimiz, emekçilerin kolektif hafızasına katkı koyabildiğimiz için mutluluk duyuyoruz.” O dönemde gazeteye emek veren 150’den fazla gazeteci, idareci, düzeltmen, foto-muhabiri, çizer, grafiker, dağıtımcı, büro çalışanının isimlerini kayıt altına almaya ve ulaşmaya çalıştıklarını belirten Arslan, “Dilerim o dönemde yaşananlara ilişkin daha sistemli bir çalışma ortaya çıkarabiliriz” dedi. Demokrat çalışanları adına gazetenin Mesul Müdürü Ömer Kamil Oral, konuşma yaptı. Gazetenin Aralık 1979 yılından yayına başladığını aylar öncesinden çok ciddi, çalışmalar yapıldığını anlatan Oral, “Cağaoğlu’ndaki duayen ve demokrat gazetecilerden dersler aldık” dedi. O dönem ülkede kağıt sorunun ciddi boyutlarda olduğunu hatırlatan Oral, “Kağıt karaborsa. SEKA’dan gazete adına alabilmek önemli bir şeydi. Her gün sabah yedi buçukta gazetenin idarecileri orada toplanıp kendilerine tahsis edilen bobinleri almak üzere gidiliyordu. Ben de gidiyordum. Bizi kaale alan yoktu. Çünkü alışmışlar: Bir gazete çıkar, bir ay dayanır. Şu anda ismini bilmediğimiz SEKA’nın muhasebesinde ve depolarında çalışan devrimci arkadaşlarımız, artan bobinleri bize gönderirlerdi. Onlara teşekkür etmek istiyorum” diye konuştu. Ankara sıkıyönetim komutanlığının gazetenin dağıtılmasını yasakladığını belirten Oral, “Tam işler iyi gider, Ankara’da da baskı için hazırlıklarımızı yapmışken… Fakat biz buna rağmen otobüslerle veya özel araçlarla gazeteyi dağıttık, sattık. Yani eğer Ankara sıkıyönetim komutanlığının engellemesi olmasaydı 70-80 bin bandına çıkacak bir durumdaydı. Benimle çalışan herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.
Demokrat’ın kurucularından olan BirGün yazarı Oğuzhan Müftüoğlu konuşmasında dönemin devrimci mücadelesi olmasaydı Demokrat diye bir gazete olamayacağına dikkat çekti. Müftüoğlu, ana akım medyanın gerçeği karartmak için görevli olduğuna vurgu yaparak “12 Eylül öncesi, hatta bugün de olduğu gibi bu gerçek çok daha etkili bir şekilde görülüyor” dedi. Demokrat gazetesinin çıkarılma fikrinin oluşumunu anlatan Müftüoğlu, şöyle konuştu: “Türkiye Cumhuriyeti kuruluş temellerinden tamamen uzaklaşmış, İslamcı faşist bir rejime doğru sürükleniyor. Yenidoğan çetesi diye bir kriz çıktı. Normal bir ülkede hükümet düşürür. Sol televizyonlar dâhil iki aydır Bahçeli Bey’in uzattığı eli tartışıyor. Geriye doğru sararsanız, bütün ana akım medyada Türkiye’de solcularla sağcıların çatışmaları komünistlere karşı mücadele diye ifade ediliyor.
Yaşamayanlar bilmeyebilir. Ama ülke büyük bir iç savaş süreci içerisindeydi. Sol değerler bütünüyle dışlatıldı. Bütün partiler, hem iktidar partileri hem muhalefet partileri sürekli sağa doğru kaydırılarak Türkiye bugünkü İslamcı faşist rejime doğru sürüklendi. O dönem Cumhuriyet gazetesi bile ülkücü kavramlarını kullanarak yayın yapıyordu. Kendinizi kitlelere anlatabilmek zor iştir. Devrimci Yol hareketi, faşistleştirme, Türkiye’ye sağa doğru kaydırma hareketine karşı mücadele yürüten bir hareketti. Türkiye’nin en güçlü hareketiydi ancak sadece kendi yayın organlarımızda görüşlerimizi anlatmaya çalışıyorduk. Diğer gazeteler bu gerçekliği yansıtmak şöyle dursun, karartmaya hizmet ettiği için öyle bir sıkıntıyla karşı karşıyaydık. Günlük gazete çıkarma fikrini ortaya attık ve Demokrat gazetesinin çıkartılması için çabaya girdik.”